07 Mart 2012

DUYGUSAL TÜL PERDELER İÇİN DURMADI HİÇ O ARABALAR



Hiç bir zaman bu yanılsamaya düşmekten kurtulamadı. Yılın sonbahar mevsiminde, evine doğru seyrederken önünde yürüyen kıza kaydı gözü.Sakin sakin ve herkes gibi ilerlemekteydi, yürümekte olan insanlardan bir farkı yok gibiydi.

Kenarda geçmekte olan araba kızın önünde durdu. Bekledi, bekleyen arabanın kendisi gibiydi. Bekleyen arabayı beklemeyen kız, şaşırdı afalladı, hızlı adımlarla arabaya yaklaştı. Arabanın bir şahsiyeti varmışcasına ön camına eğildi. İçerideki ile konuşmaya başladı. İçerideki kimdi ? Sevdiği birimiydi, yoksa sadece bir komşusunun işinden dönmekte olan, görünce önünde duran eşimi idi ?

Bunun hiç bir önemi yoktu herkeste olduğu halde, çok değerli ve eşsiz olan bu önünde duran araba sahibini de değerlendirmişti. O araba hep gitmeliydi, gitmeyip kendisi için beklemişti bu önemli bir şeydi. Kendisi için duran arabayı bekletmek ayıp bir şeydi. Yol boş olsa bile yollar sakin olsa bile, araba her zaman bir kaç metre önünde durur, insanlarda hızlı adımlarla koşarak arabaya yetişirdi. Şahsiyet sahibi bir araba,fark etti ki kendi şahsiyeti için hiç beklememişti. 

Önünde az önce yürüyen kız o arabaya binip gitmişti.O artık yürüyen insanlardan biri değildi.Bu olguyu kabullenmek istemedi ve; bir ilk bahar akşamında açık camdan içeri giren rüzgarın, tül perdeleri titretmesi gibi titredi bu aciz bedeni ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder