09 Haziran 2012

USANMA ARZUSU





Şimdi bir kelebeğin koza halindeki yaşanmışlıklarını, ve kozasını geride bırakarak yeni bir hayata başlaması gibi yeniden var etmesi gerekti, kurgulayamadığı dengesini. Kelebek ki zamanı değil anı yaşamaktaydı. her bir an bir insanın ömründen bile uzun gibiydi. 


Koza halindeki 'hali' ki kimselerce fark edilmiyor, daha az başarılı oluyordu. Hırsı ise var oluşundan daha kemirgen idi. Parça parça etini kemirir, her bir minik ısırık uykularından ederdi. Kendi kendisine yeten biri olsa da evrimleştikçe varlığından uzaklaşma tabiata ayak uydurma çabası, benliğinden etmekteydi. Kendisi neydi ki ne olmuştu. Kanatlarının güzelliği bir kaç an kadardı. Ağır ağır havalandıkça dünya küçülmekte , en nihayetinde geri döndüğünde, aynı yere inecekti.


Gidişi ile dönüşü arasında ki o kısacık anda çok şeyin değiştiğini görecek. Anlayacaktı ki daha iyisine sahip olma arzusu, gözünü döndürecek, istemediği her şeyi kanatlarında götürdüğünü geç fark edecekti.Ve Anlayacaktı ki kozası çoktan minik kemirgenlerin eline geçmiş, ölüme yaklaştıkça kozası onu öteleyecekti. Ötelendikçe kozasını geride bırakıp yeni bir hayata başlaması gibi, yeniden var olması gerekecekti. Ancak ne kozası nede kanatları bu yükü taşıyabilecek güce sahipti. Bitirdiği yer başladığı yerden pekte uzak olmayacak ve sonunda doğmamış evladından tekrar tekrar utanacaktı.