07 Temmuz 2013

EMREDİYORUM IŞIĞA GEL !



Gözü kör eden bir karanlıktı bu. Karanlık ne garip şeydi, evrende var olan her bir nesneyi maddeyi, karanlığın içine sığdırabilmek mümkün gibi duruyordu. Burası evrenin merkeziydi. Çağlar burada başlamış burada son bulmuştu. Milyarlarca canlı geçip gitmişti bu topraklardan, burası belki de tanrıya en yakın olunan yerdi eski bir kültürde. 
Karanlıktan öncesini hatırlamanın olanaksız olduğunu düşündü, gecenin tamda bu yıldızsız kör saatinde.Buraya ne zaman nasıl ve neden geldiğini bir türlü kestiremedi.Var olduğu andan itibaren hep burada bu karanlık sabitliğin içindeydi. Ve onun yumuşak ve soğuk sabitliğin de, bir anlık bir tramvaya girdi.

İçerisinde bulunduğu karanlık daha önce hiç kendisini rahatsız etmemişti. Aksine zihnine çoğunu unutacağı milyonlarca fikir doldurmuş, var olma sürecini hızlandırmıştı.Ama tam da bu zaman diliminde, bir yerlerde yangınlarla, fırtınalarla, devrimlerle , darbelerle uğraşırken insan oğlu. O kendisine daha da acı veren bir şeyle karşılaştı. Karanlığın karanlık olduğunu fark ettirecek   tek şey !

Bir ışık huzmesi ..

Minik ve çok uzaklardan gelen bu minik ışık tozları nasıl olur da oturmuş salt benliği böylesine derinden etkileye bilirdi ? Ve ne kadar da, karşı konulamaz bir çekiciliği vardı. Ilık sakin ve cilveli kırpışmalarında, vaat edilen şey, karanlıktakilerden çok daha renkli idi.

Karanlık artık ona dar gelmeye başlamıştı. Işık daha bir hizmetkar gelmişti, kamaşan gözüne. Evet ışığa gitmeliydi. Gitmek istediğinden emin olamıyordu. Ancak bir şeyler onu itiyor, belki de çekiyordu, Kontrolsüzce ışığa yöneldi, giderek ışık büyümeye başladı onu yutmasından korktu irkildi. Artık çok geçti.

 Burası hiçte o vaat edilen topraklara benzemiyordu. Burası soğuktu, dardı, pis bir kokusu ve rengi vardı. Renk böyle bir şeyse karanlık onu saklayarak akıllılık ediyordu.

Işık tüm bedenini sarmaladığı sırada, karanlığın acı bir iniltisi kulağına geldi; tekrar görüşeceğiz bebecik ! Bir nesne bacaklarından sıkıca kavradı ve etrafında ona bakan meraklı gözler içerisinde. Aslında ışığa gelerek ne kadar büyük bir ahmaklık yaptığını anladı. 

Ne yazık ki o gün o karanlığa tekrar dönebileceği en uzak gündü ... Hoş geldin bebek !


1 yorum:

  1. Bir doğum ve bir ölüm arasında karanlığı beklemek... En korkutucu olanı da istesen de müdahale edememek. Çok iyi yazıyorsunuz.

    YanıtlaSil