23 Haziran 2011

IŞIĞIN OLANAKSIZLIK BİLDİRGESİNE GİRİŞ

Güneş yavaş yavaş kaybolurken ardında renkleri de alıp götürmesi ilginç bir his oluşturdu içinde.Artık olasılıkların arasından yapılması gerekeni göremiyordu. Her şey mavinin grileri içindeydi artık.Lambayı yakmaksa normal renklerin daha basitleştirilmiş halini getirmekten öte bir işe yaramamakta, kapıldığı bu tanımsız hissi dahada tatsızlaştırmaktaydı. Uykuya dalmadan hemen hemen önce milyonlarca düşünce aklına dalı verip hangisini düşüneceğine fırsat verdirtmeden, uykunun naif ellerine onu teslim etmesi gibi şuanda da milyonlarca düşünce zihnine hücum etmiş, ancak fırsat vermeden bulantıya dönüşmüşlerdi.Sokakta sesler yavaş yavaş azalıyor dışarıda insanlar ölüyordu.Birileriyle karşılaşıyor tesadüfler yaratıyorlardı.Odasının bulunduğu ev bu sokakta olmasaydı, muhtemelen başkasının odası olacak ve o kişi belkide sokağın başındaki evin balkonundan aşağı eşyalar fırlatan kadını durduracak ve evden hızla uzaklaşan adamın arabasının lambası, ona binlerce şey hissettiren karanlığa hücum etmeyecek ve belkide yapılması gerekeni görecekti. Araba giderken ardında binlerce düşünceyi de ışığıyla birlikte götürmeyecekti ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder